Andımız

24.04.2014


Aşağıdaki yazı, kaybolmasın diye, http://www.bluepoint.gen.tr/ek/andimiz.html adresinden alınıp buraya kopyalanmıştır.

ÖĞRENCİ ANDI
TARİHÇE: Türkiye'deki ilkokullarda her sabah öğrencilere söylettirilen and, ilk olarak eski Milli Eğitim bakanı Reşit Galip tarafından yazıldı. 1932 yılında bakanlık görevine gelen Reşit Galip, 23 Nisan sabahı çocuklarıyla bayramlaşması sırasında aklına gelen fikri Afet İnan'a anlatıyor. Afet İnan anılarında şöyle yazıyor: "1933 yılının 23 Nisan Çocuk Bayramı idi. Reşit Galip, heyecanla Çankaya köşküne geldiği vakit, Atatürk'ün yanında bana bir kâğıt uzattı ve şunları anlatmaya başladı. 'Sabahleyin ilk bayramlaşmayı kızlarımla yaptım. Onlara bir şeyler söylemek istediğim vakit, bir and meydana çıktı. İşte Cumhuriyetimizin 23 Nisan çocuklarına armağanı' dedi. Bu sözler, Türk çocukları tarafından o yıldan beri tekrarlanmaktadır. Vatanperver Dr. Reşit Galip, evvelâ bir baba olarak bu hisleri duymuş; sonra da Millî Eğitim Bakanı olarak okul çocuklarına bu andı içirmişti:"

ÖĞRENCİ ANDI (1933)
Türküm, doğruyum, çalışkanım.
Yasam; küçüklerimi korumak,
büyüklerimi saymak,
yurdumu, budunumu özümden çok sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.

Talim Terbiye Kurulunun bu kararına göre, öğrencilerin her gün tekrar edeceği "Öğrenci Andı" ile ilgili olarak Millî Eğitim Bakanlığı, 18 Mayıs 1933 tarih ve 1749/42 sayılı genelgeyi yayımlamıştır. "Öğrenci Andı"nın amacı ve söylenirken nelere dikkat edilmesi gerektiği bu genelgede açıklanmıştır. Bu genelge sayfanın en altında yer almaktadır.

And, 1972 yılında değiştirildi. 29 Ağustos 1972 tarih ve 14291 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan ilkokullar yönetmeliğinin 78. Maddesinde andda yer alan "budunumu" kelimesi "milletimi" olarak değiştirilirken "Türküm, doğruyum, çalışkanım" diye başlayan cümle ile sonra yer alan "Ne mutlu Türküm diyene" cümlesi eklendi:

ÖĞRENCİ ANDI (1972)
Türküm, doğruyum, çalışkanım.
Yasam;
küçüklerimi korumak,
büyüklerimi saymak,
yurdumu, milletimi, canımdan çok sevmektir.
Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.
Ey bu günümüzü sağlayan, Ulu Atatürk; açtığın yolda, kurduğun ülküde, gösterdiğin amaçta hiç durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Ne mutlu Türküm diyene!

And, 1997 yılında ikinci defa değiştirildi. "Öğrenci Andı"nın günümüzde söylenmekte olan metni, Millî Eğitim Bakanlığı Tebliğler Dergisinin Ekim 1997 tarih 2481 sayısında yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 10. Maddesiyle belirlenmiştir. Bu maddeye göre ilköğretim okulunda öğrenciler, her gün dersler başlamadan önce öğretmenlerin gözetiminde topluca aşağıdaki "Öğrenci Andı"nı Ekim 2013'e kadar söylüyorlardı:

ÖĞRENCİ ANDI (1997)
Türküm, doğruyum, çalışkanım.
İlkem; küçüklerimi korumak,
büyüklerimi saymak,
yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
Ey büyük Atatürk!
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, hiç durmadan yürüyeceğime and içerim.
Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türküm diyene!

ÖĞRENCİLERİN HER GÜN TEKRAR EDECEĞİ "AND"
(Günümüz Türkçesine Uyarlanmış Şekli)

18 Mayıs 1933
Sayı: 1749/42

İlkokullarda her sınıfta her gün ilk derse girildiği zaman çocukların hep birlikte "Türküm, doğruyum, çalışkanım, yasam küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, budunumu (milletimi) özümden çok sevmektir. Ülküm yükselmek, ileri gitmektir. Varlığım Türk varlığına armağan olsun." and'ını söylemelerinin kural kabul edilmesi uygun görülmüştür.

1. Her öğretmen bu and'ı bulunduğu sınıfta tahtaya yazacak ve öğrencilerin defterlerine yazdıracaktır. Öğrencilerin bu and'ı doğru olarak defterine geçirdikleri kontrol edilecektir.
2. Öğretmen and'ı, ifade ettiği fikirleri, birer birer çocukların zihin seviyelerine uygun şekilde canlı ve cazip bir dille anlatacak, çocukların and'ın anlamını iyice kavramalarına dikkat edecek, andda çocukların anlamadığı hiçbir nokta kalmamasına önem verecektir. And'da geçen (Türklük, doğruluk, çalışkanlık, yasa, küçükleri korumak, büyükleri saymak, yurdu, budunu (milletini) özünden çok sevmek, ülkü, yükselmek, ileri gitmek, varlığımızın Türk varlığına armağan olması) gibi ifade ve fikirleri çocukların iyice anlamalarına çalışacaktır.
3. Öğretmen öğrencinin bu fikirleri ve ifadeleri iyice anlayıp anlamadıklarını emin olmak üzere, her ifade ve fikir hakkında çocuklara çeşitli sorular sorarak, bu ifadeleri yerli yerinde kullanıp kullanmadıklarını anlamak için öğrenciye cümleler kurduracaktır.
4. Çocukların bu andı anlamadan değil, ifade etmek istediği düşünce ve duyguların iyice anlamlarını kavrayarak, onları bütün benlikleriyle duyarak ve candan benimseyerek söylemelerine dikkat olunacaktır.
5. Öğrenciye bu and ayakta ve hep birden söyletilecek, öğretmende öğrencilerin karşısında ayakta durarak onlarla birlikte söyleyecektir.
6. Bu andı söylerken öğrencinin saygısız bir durum almamasına, dürüst ve ciddî durmasına öğretmen dikkat edecektir.

7.Çocuklar, candan duydukları ve zaman geçtikçe anlamını daha derin bir biçimde anlayacakları asil ve yüksek duygular ifade eden bu andı sevinç ve yüksek arzu ve ilgiyle tekrar ederken millî bir görevi yaptıklarının bilincinde olmalıdır.

Bütün Türk çocuklarının, vicdanlarında yaşatmalarını önemli gördüğüm bu inancı, öğrencilerin yalnız dilinde bırakmayarak hayatlarının her evresinde izlenmesi gerekli bir hayat kuralı olarak kabul etmeleri için bütün meslektaşlarımın ellerinden gelen çabayı göstereceklerine inandığımı bildirir, başarılar dilerim.

Milli Eğitim Bakanı Arşivi

KAYNAKLAR
Afet İnan, Atatürk Hakkında Hâtıralar ve Belgeler, sayfa 213, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 3. baskı, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1981.
Başbakanlık, İlkokullar Yönetmeliği 29.8.1972 tarih 14291 sayılı Resmi Gazete
Cavit Binbaşıoğlu, Dr. Reşit Galip'in Millî Eğitim Bakanlığı'ndaki Hizmetleri... Çağdaş Eğitim Dergisi sayı 250, Ankara 1999.
Millî Eğitim Bakanlığı, İlkokullar Yönetmeliği, Tebliğler Dergisi Ekim 1972, sayı 2481.
Hüseyin Hüsnü Tekışık, İlkokullar Yönetmeliği ve Mevzuatı, sayfa 85-86, Rehber Yayınları, Ayyıldız Matbaası, Ankara 1968.


comments powered by Disqus